Çocukluk yılları, bir çocuğun zihni, bir çocuğun ruhu işlenmemiş bir tarla gibi boş kalır. Güzel bir tohum ekilmez. Çocuklarla iyilik, doğruluk, sevgi hakkında konuşacak olurlarsa da kemikleşmiş, sıkıcı, ödünç alınmış kelimelerle konuşurlar. Çocuğun zihnini nasıl meşgul tutup geliştireceklerini bilmiyorlar, bilmek de istemiyorlar. Kolayca etkilenen kalplerine dokunamıyorlar.