Gönderi

Ayrıca dilinin tutulmasının da desteklediği ve yoğunlaştırdığı bir başka arzu da uyanmıştı içinde, ya da patlamıştı, ya da fışkırmıştı; kendi içinden çok çevredeki havada hissediliyordu bu. Soru mekanı doldurdu derler ya, burada da buna uygun düşen bir şey vardı. Arzu mekanı doldurmuştu. Nasıl bir arzu? Daha ziyade beceriksiz, denenmemiş, henüz uygulanmamış ya da uygulamaya sokulmamış, genelde kullanımdan kalkmış, büyük olasılıkla asla kullanıma girmemiş, çocuksu, çekingen, kendi kendinden utanan, dolayısıyla kibarlıktan uzak, kendini kötü ve anlaşılmaz bir biçimde ifade eden bir arzu; diş ağrısının, mide sancısının, bağırsaklarını acilen boşaltma ihtiyacının ya da bağışlanmak için yalvarışın ifade ediliş biçimiyle karıştırılabilecek bir arzu.
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.