Gönderi

Tanrı, dedemin kemiklerini aziz etsin!” dedi. “Rahmetli dedem kadınlardan anlardı; kadınları çok severdi çünkü. Kadınlar canına okumuştu onun. ‘Hayırduam üstüne olsun Aleksi,’ derdi, ‘kadınlardan koru kendini! Tanrı kadını yaratmak için Âdem’in kaburgasını çıkardığı zaman –O âna lanet olsun!– Şeytan yılan oldu, hop diye kaburgayı kaptı ve kaçtı... Tanrı koşup onu yakaladı ama, elinden kaydı; yalnız boynuzları kaldı elinde. Tanrı dedi ki: İyi hanım kaşıkla da iplik eğirir; ben de kadını Şeytan’ın boynuzlarından yaparım. Yaptı ve bizi de Şeytan aldı, Aleksim benim! Kadının neresine dokunursan Şeytan boynuzudur; kendini koru oğlum! Cennet’in elmalarını da o çalıp koynuna soktu; şimdi de kahrolasıca, aşağı yukarı gezinip süzülüyor! Bu elmalardan yedin mi, hapı yuttun! Yemedin mi, yine hapı yuttun! Ne öğüt vereyim sana, be oğlum? Ne istersen onu yap!’ Rahmetli dedem bana bunları söylerdi ama, ne gezer bende akıllanmak? Ben de onun yolunu tuttum ve Şeytan’a doğru yürüdüm!”
11. BölümKitabı okudu
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.