Gönderi

Hepimiz bir sevgi potansiyeli ile mi doğuyoruz? Haset hissiyatının tam karşısında doğuştan bir sevgi ve şükran kutbumuz var mı dünyaya geldiğimizde? Bu soruları kesin biçimde cevaplamamıza imkân yok ama sevme becerisini ve ortaya çıkıp gelişmesine mâni olan hâlleri daha net biçimde gözlemleyebiliyoruz. Sevme becerisinin oluşup gelişmesinde yaşamın ilk yılı çok önemli Bebeğin çevresine temel güven içinde olabilmesi için öncelikle annesinin kucağında sevginin sıcaklığını, gözlerinde onaylanmanın, takdir edilmenin ışıltısını hissetmesi gerekli. Bir sevgi ve kabul edilme ortamında büyüyen, sevgi sayesinde çevresine güvenen bir bebek, kendini açabilir, karşılık beklemeden sevgi ışınlarını yayabilir. Sadece insanlara değil, tüm doğaya, hayvanlara, çiçeklere de sevgi verebilir; dün- yaya açabilir duyularını. Ama sadece onların istediği gibi olduğu takdirde ihtiyaçları karşılanan, sevgiden yoksun bırakılmakla tehdit edilen bir ortamda büyürse çevresi ne güvenmez, anne babasından korkarsa, kendini açmaya cesaret edemez, kendisini geri çeker, davranışlarında vefa değil hesapçılık egemen olur. Çaresizlikten, çevresinin sevgisini kazanabilmek için her şeyi yapabilecek hale gelir. Başkalarının onu yönlendirmesine ses çıkarmaz.
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.