Bizler, kendi insani durumumuzu daha süslü sözlerle ifade etme eğilimindeyizdir, örneğin "özgürlük arayışı" ya da "erdemli bir hayat için çabalamak" gibi. Ancak hayat, bilim tarafından oldukça sıradan bir şekilde kavranır: Her şey güvenlik, sosyal arkadaşlık ve dolu bir mideden ibarettir. Bu görüşler arasında gerilimli bir farklılık olduğu çok açık. Hatta bir Rus edebiyat eleştirmeni ile yazar Ivan Turgenyev'in o ünlü akşam yemeği konuşmaları bu gerilimi yansıtması bakımından bulunmaz bir örnek: "Tanrı sorununu henüz çözmedik," diye haykırır eleştirmen, "ve sen hâlâ yemek istiyorsun!""