Onlarla
ilgilenmemekle kalmamış, onları fark
etmemiş, onları hemen. unutmuştu
da. Başı yanıyordu, kan kaybettiğini
duyuyor, başının üzerinde uzak,
yüksek, sonsuz gökyüzünü görüyordu.
Biliyordu ki bu kendi kahramanı
olan Napoléon'dur ama şimdi
yüzen bulutlarıyla o yüksek, sonsuz
gökyüzüyle kendi ruhu arasında
geçen şeylerle karşılaştırılınca
Napoléon ona öyle küçük, o kadar
önemsiz bir adam gibi geliyordu
ki. O durumda, başında duran kim
olursa olsun, bu kişi kendi hakkında
ne söylerse söylesin ona göre hepsi
birdi; onu mutlu eden tek şey,
başucunda insanların durmakta
oluşuydu