Gönderi

“Aklını bul da düşün! Nehirlerin üzerinden uçamaz, şelalelerden de atlayamaz. Hiç aleti edevatı yok. Demek ki kayıklara gitmesi lazım. Kayıklara! Doğru kayıklara Sam, şimşek gibi ! “ Sam dönüp patikadan aşağıya fırladı. Düştü, dizleri çizildi. Kalktı ayağa ve koşmaya devam etti. Kayıklarım karaya çektikleri Parth Galen çimenliğinin kenanna geldi. Kimsecikler yoktu. Arkadaki ormandan haykırışlar duyar gibiydi, fakat kulak asmadı. Bir an kıpırdamadan, ağzı bir karış açık kalakaldı. Kayığın biri kendi kendine çimlerin üzerinde kaymaktaydı. Bir çığlık atarak çimlerin üzerinden rüzgâr gibi uçtu Sam. Kayık suya indi. “Geliyorum Bay Frodo! Geliyorum!” diye bağırdı Sam ve uzaklaşmaya başlayan kayığa doğru bir hamle yaparak kendini nehrin kıyısından atıverdi. Kulaç boyuyla kayığı kaçırmıştı. Bir çığlık attı, koca bir şapırtıyla yüzüstü hızla akan suda buldu kendini. Ağzından hava kabarcıklan çıkartarak dibe giderken, Nehir kıvırcık saçlı başının üzerinde kapandı. Boş kayıktan bir telaş nidası duyuldu. Bir kürek hareketlendi, kayık döndü. Tam ağzından sular püskürtüp çırpınarak yukarı çıktığı anda, yetişip Sam’i saçlarından yakaladı Frodo. Sam’in kahverengi gözleri dehşetle yusyuvarlak açılmıştı.
·
121 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.