Gönderi

Eğer empati tıpkı başımıza daha dün yerleştirdiğimiz bir peruk gibiyse, benim en büyük korkum bu peruğun yarın başımdan uçup uçmayacağı olacaktır. Empatinin, şu anki sıra dışı büyüklüğüne son birkaç milyon yılda ulaşmış olan beynimizin ön loblarıyla bağlantılı kılınması, bizim kim ve ne olduğumuzu büyük ölçüde yadsıyan bir girişim olacaktır. Oysa ben bunun tam tersini, yani empatinin memelilerin ortaya çıkışına kadar geri götürülebileceğini düşünüyorum. Empatinin beyin bölgeleriyle bağlantılı hâle gelmesi yüz milyon yıldan daha fazla bir süre önce meydana gelmiş olmalı. Empati yeteneği önce motor hareketleri ve duygusal geçişlilik şeklinde ortaya çıkmış ve daha sonra üstüne evrim tarafından günden güne yeni katmanlar eklenmiştir. Yeni katmanların eklenmesi, atalarımızın yalnızca başkalarının ne hissettiğini hissetmelerine kadar değil, başkalarının ne istediğini ya da neye gereksinim duyduklarını kavrayabilecek bir yapıya erişmelerine kadar devam etmiştir. Empatiyi tam kapasiteye eriştirecek bütün katmanlar tıpkı bir matruşka gibi iç içe geçmiş görünüyor. Empati matruşkasının merkezinde çok sayıda türde ortak olarak görünen otomatikleşmiş bir süreç bulunurken, onun amacını ve hedefini cilalayarak güzelleştiren diğer katmanlar, merkezi içine alacak şekilde genişlerler. Bu katmanların tamamı, bütün türlerde bulunmayabilir. Örneğin, bizim artık ustalaştığımız başkasının perspektifini alma özelliği türlerin yalnızca küçük bir kısmında vardır. Ancak matruşkanın en karmaşık ve süslü katmanları bile merkezle olan bağlantılarını asla yitirmezler.
Sayfa 319 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.