Gönderi

Justine'in günlüklerinden birinde bir bölüm var, şimdi onu düşündüm. Beyinlerin, düşüncelerin bir çakışması olarak âşık olmayı düşlemek budalalıktır," diye yazmış. "Aşk, her biri kendi başına büyümeye çabalayan iki ruhun aynı anda ateşlenmesidir. Sanki iki insanın içinde sessizce bir şey patlamış gibi olur. Şaşıran, aklı başından giden âşık, bu olayın çevresinde döner durur, ken- disinin ya da karşısındakinin deneyimini anlamaya çalışıyordur; yanlış bir vericiye uzanan ondaki şükran duygusu sanki dostuyla iletişimi varmış yanılgısını yaratır, ama bu doğru değildir. Sevilen kişi belli bir deneyimi aynı zaman diliminde narsistçe paylaşmaktan öte bir şey yapmamıştır. Başlangıçta sevilen kişinin yanında olma isteği ona sahip olma düşüncesinden gelmez, değişik aynalardaki iki yansıma gibi iki ayrı deneyime karşı karşıya gelme olanağı vermek içindir. İlk bakış, ilk öpüş ya da ilk dokunuştan önce gelen bir istek olabilir bu; tutku, gurur ya da kıskançlıktan önce, dönüm noktası demek olan ilk aşk ilanından önce – çünkü o andan başlayarak aşk yozlaşıp alışkanlık, sahiplik ve bir kez daha yalnızlığa dönüşecektir."
Sayfa 63
·
23 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.