Gönderi

Orijinal olarak İngiliz fikirleri tüm Avrupa'ya mal eden Fransız Devrimi birçok bakımdan Milliyetçilik Çağı'na ön ayak olmuştur. Her şeyin eksenini oluşturan bu olay her şeyden önce Fransa'da milli bilincin ilk kolektif dışavurumuydu. Milliyetçilikten ilham alan devrim sosyal düzenin milliyetçilik öncesi oluşumlarına -ancien regime [eski düzen]- ve onun dayandığı sosyal bilince saldırdı. Eski düzenin sosyal bilinci dini, monarşist ve hiyerarşikti; seküler dünyanın ilahi otoriteye boyun eğmesini, sosyal tabakalar arasında temel doğal farklılıklar ve buna uygun olarak tabakaların sahip olduğu hakların farklılığını öngörüyordu. Buna karşın milli bilinç seküler, demokratik ve eşitlikçiydi; halk egemenliğini ve bütün nüfusu kapsayan eşitlikçi bir kimlik topluluğu öngörüyordu. Böylece devrim, milli bilinci, Aydınlanmacı fikirlerin gücü kadar ateş ve kılıç gücüyle de yayarak, Avrupa kıtasında demokrasi çağını başlatıyordu. Aynı zamanda devrim kesin olduğu kadar en derin anlamıyla da aristokratik bir tepkinin ürünüydü Devrimin başını çekenler soyluluğun önde gelen kesimi, mensupları on sekizinci yüzyıl boyunca milliyetçiliğin belli başlı savunucuları olmuş aristokratik/entelektüel elitti. Onları bu noktaya statü belirsizliği ya da dışlanmışlık getirmişti.
Sayfa 64 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.