Gönderi

Bir propaganda kampanyasının oldukça enerjik ortaçağ versiyonu olarak görülebilecek bir faaliyete girişen İsmaili düşmanı yazarlar, 4./10. yüzyılda bir "kara efsane" üretti. İsmaili Şiilik, İslamı içeriden yıkmak için Ali soyundan olmayan sahtekârların özenle tasarladığı İslamın başsapkınlığı olarak tasvir edildi. 5./11. yüzyıla gelindiğinde, kapsamlı ayrıntıları ve yedi aşamalı kabul töreniyle bu uydurma geniş bir alana yayılmıştı ve İsmaili motiflerin, inançların ve pratiklerin doğru ve güvenilir bir tasviri olarak kabul edilmekteydi; bu durum, daha fazla İsmaili düşmanı polemiklere ve teolojik suçlamalara yol açtı.3 Hasan Sabbah'ın (ö. 518/1124) önderliğinde İranlı İsmaililerin, Abbasilerin yeni efendileri ateşli Sünni Selçuklu Türklerine karşı mücadelesi, İsmaililere karşı şiddetli bir Sünni tepkisine daha neden oldu. Askeri seferler eşliğinde yeni edebi karalama kampanyasını, zamanın en önde gelen Sünni ilahiyatçı ve fakihi Gazali (ö. 505/1111) başlattı. Abbasi Halife el-Mustazhir tarafından Batınileri çürüten büyük bir ilmi eser hazırlamakla görevlendirildi -"batini" muarızların İsmaililer için uydurduğu bir addı; İsmaili imamın yorumladığı şekliyle İslami mesajın iç anlamına, yani batınına ulaşmanın yolunu bulduklarını iddia ettikleri için, İsmailileri zahirden, yani şeriatın emir ve yasaklarından vazgeçmekle suçladılar. Genellikle el Mustazhiri olarak bilinen ve elden ele dolaşan bu kitapta Gazali, aşamalı bir İsmaili dine kabul sisteminin, sonunda Allahsızlığa ve imansızlığa götürecek ayrıntılı bir versiyonunu hayal gücüne dayanarak uydurdu.* Sonuçta, İsmaililerle ilgili bir yığın efsane ve yanlış bilgi, Müs lüman toplum içinde kuşaktan kuşağa dolaşıma sokuldu. Bu uydurmalar, zaman içinde güvenilir olgular olarak kabul edildi.
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.