Donald Winnicott, söz konusu oluş bozulmasını sahte benlik (false self)
kavramıyla açıklar. Winnicott’a göre gerçek benlik; otantik yani kendi
olarak yaşanan deneyimden ve hayatta hissetmekten kaynaklanır. Spontan
yani şimdi ve burada var olma duygusuyla ve çelişkiye düşmeden algılanır.
Sahte benlik ise baş edilemeyen gerçeklik karşısında örülmüş yapay bir
kabuk, koruyucu bir dış cephe, başkalarına karşı takılan bir maske gibidir.
Patolojik narsisizmde sahte benlik büyüklenmeci (grandiose) yapıdadır ve
bir üstünlük fantezisi ile yaratılır.
Üstünlük fantezileri sadece benlikle de sınırlı kalmaz, narsist bireyin
yapıp ettiklerini, başkalarıyla kurduğu ilişkileri de kapsar. Hayattan gerçek
dışı beklentiler, görkemli bir yaşam hayali ve ayrıcalıklı oluş yanılsamaları
ile narsist bireyin yaptığı işler çoğunlukla üstünkörü, ilişkileri araçsaldır.
Narsist birey sahte benliğine ters düşen dış gerçeklikle yüzleşmekten bütün
gücüyle kaçınır ve büyüklük, üstünlük hayallerine tutunur.