Gönderi

Dar Odada Ömürler~
İnceltilmiş bir yüzle konuşuruz ölçerek her sözümüzü Yanlış anlaşılmak kaygısıyla tedirgin ve sürekli tetikte Adımızdan bir duvarın ardına saklayıp yalnızlığımızı Saygılı bir sesle selamlarız her sabah birbirimizi Ah biz memurlar, bürolara tıkılmış insan konserveleri Özü gitmiş ömürler, ölü alışkanlıkların tutsakları. Daracak bir cam düşer payımıza görüntüsü hiç değişmeyen Gökyüzü bir sisli göldür mavisi bulutların koynunda Nazlı bir gelin gibi süzülür günboyu dışarda. Kibrit kutusu odalarda bunalmış ve yılgın İmrenerek seyrederiz o kıyısız ülkesini özgürlüğün Birbirine benzeyen solgun düşlerle içedönük ve yorgun. Dosyalardan sinmiştir ruhumuza bu ekşimiş küf kokusu Gövdemiz masamızın şeklini almıştır, köşeli ve alçak En çok dirsek yerleri eskir giysilerimizin. Aldığımız emrin tonunda sesleniriz bir altımızdakine: -Ümit hanım, yaşamak dosyasını getirin bana Sevgi sözcüğü çizili bir yazı olacaktı içinde hani Yeri yoktur diye memuriyetin dilinde Arşive kaldırılmıştı bir Eylül gününde..
Sayfa 88 - Öteki yayıneviKitabı okudu
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.