Dediğine göre, her ikisi de "kendimize olan bağımlılığımızı" kırıyormuş. Bebekken kim olduğumuza dair bir farkındalığımız olmu yor. Yeni doğmuş bir bebeği seyrettiğinizde çok geçmeden kendi suratına vurduğunu görürsünüz, çünkü henüz kendi bedeninin sınırlarını bilmiyordur. Büyüdükçe kim olduğuna dair bir his gelişecektir.
Sınırlar oluşturacaktır. Bu büyük ölçüde sağlıklı ve zorunludur. Kendinizi korumak için bazı sınırlar şarttır. Ama zaman içinde inşa ettiğimiz duvarların bazı kısımları karışık bir etki gösteriyor. Mark tek başına kalmış on yaşında bir çocuk olarak babası için duyduğu ve kimseye anlatamadığı kedere karşı kendini korumak için duvarlar inşa etmişti. Ama büyüdükçe, o koruyucu duvarlar bir hapishaneye dönüşmüş, hayatı tam olarak yaşamasını önlemeye başlamıştı. Egomuz, benlik duygumuz hep bu iki niteliği taşıyor: koruyucu ve esir edici.