Gönderi

10/10 puan verdi
"Ben susmayı, konuşmaya yeğlemeyi çok küçük yaşlarda öğrendim. Alınmasınlar ,suçluluk hissetmesinler, beni hasretleniyor sanmasınlar diye içime konuşmayı , sonra da konuştuklarımı unutmayı bildim. Hayatımın ince çizgileriydi bunlar. " Ah be çocuk nasıl düğüm düğüm yaptın boğazımı... Merhameti bol, vefası büyük her şeyi kendine yük edinen kendisi küçük ama yüreği kocaman olan Aziz... Köyden İzmir' göç etmiş bir ailenin çocuklarından birini köyde bırakması üzerine hayata tutunmaya çalışan bu çocuk için ne desem bu hikayeyi nasıl anlatsam bilemedim. Gözlerim doldu çoğu satırı okurken. Aziz, annene mi kızsam babana mı yoksa eğitimini sonlandırmana sebep olan o öğretmene mi? Ya da çocuğu bırakıp gitmeyin içlenir üzülür demeyen dedene veya Koca anaya mı? Çocuk ruhunda kopacak fırtınaya aldırış etmeden , sana sormadan bıraktı annen kas hastası dayın için seni köyde ama olsun ben yine de çok kızdım annene de sevgisini hiç göstermeyen babana da. Çocuk yüreğindeki özleme hiç aldırış etmeden bir anne evladını bırakıp nasıl başka bir şehre gidebilirdi ki..? Hemde senelerce. O özlem o kadar büyüyor ki, hasta olmadığı halde hasta taklidi yapıp bıçak altına yatırıyor Aziz'i, ailesine kavuşmak için. Yine de azmini takdir ettim . Belki eğitim alamadın ama ticarete yöneldin çok da başarılı oldun . Gerçek bir hikayeden esinlenilip yazılan romanımızı çok çok beğendim.#ikiköybirşehir Aziz'in 20 yaşına kadar olan hayatını konu almış. Çok özel olan bu kitabı herkes okumalı.
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir ŞehirBerna Nalbantlar · Dorlion Yayınları · 202432 okunma
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.