.. kendilerini şu anlamsız, gizemli ve şiddetli evrene aktarmaya çalışıyorlardı, bedenleri olmasa da zihinleri bu evrende hareket ediyordu: ..
.
.
.. hayalgüçleri aracılığıyla, yani görülmüş, duyulmuş ya da okunmuş bilgiler adına belleklerinde bulabildikleri ne varsa hepsini bir araya getirerek ve birleştirerek
-orada, ıslak ve parlak rayların ortasında, kara vagonların, su çekmiş ve kararmış çam ağaçlarının arasında, bir Sakson kışının soğuk ve soluk gününde-
iç gıcıklayıcı ve ışıklı imgeleri ortaya çıkaracak şekilde dilin gelip geçici, büyüleyici sihiri aracılığıyla, adlandırılamaz gerçekliği
-tıpkı azıcık şeker katıp altına çocuklar için acı ilaçlan sakladığımız şu hamurlar gibi-
yenilir yutulur kılmak umuduyla uydurulmuş sözcükler aracılığıyla)
kendilerini şu anlamsız, gizemli ve şiddetli evrene aktarmaya çalışıyorlardı, bedenleri olmasa da zihinleri bu evrende hareket ediyordu:
Belki de bir düşten, dudaklarından çıkan sözlerden daha fazla gerçeklik içermeyen bir şeydi bu: Soğuğa, raylara, kurşuni gökyüzüne, karanlık çamlara küfretmek için çıkarılan sesler, yapılan gürültü: ..
.