Din ve büyü, sosyal örgütlenmenin giderek yükselen aşamalarına destek olmuştur. Ne yazık ki, bu destek yapıyı kösteklemiş ve sürekli bir yapının oluşturulmasını önlemiştir. Hatta, gerçek yapının çürüyüp yıkıldığını gizleyecek yapay bir örtü yerine geçmiştir. Bilimin oluşturduğu kentsel devrim, büyüyle sömürülmüştür. Çiftçilerin ve zanaatçıların başarılarından yararlanan, rahiplerle krallar olmuştur. Böylece bilim değil, büyü tahta geçmiş ve tapınağın gücüne erişmiştir.