Gönderi

Kürtçe'den Türkçeye çevrilen şiirin bir kısmı
Allah ezel seherinde kendi zatını gösterdi1 Ebedi güzellik nuruyla yaktı aşk mumunu İsimsiz, esersiz ve sıfatsız tecelli edince zatının nuru Gizlendi yüce âlemlerin sırrı perdelerin arkasında Coşup taşmadan henüz cömertlik denizi, zat-ı mukaddes var idi İzafet, kayıt ve nitelikleriyle tek bir varlık dahi ortada yok idi Güzellik aşkla birlikte olmayı isteyince birleştiler bir tek zatta Aşk ile sevgiye dönüşünce o kadim nur, işve ve naz ettiler birbiriyle Ebedi nurdan gelen aşk, yaktı o misilsiz güzellik çerağını Ve dönmeye başladı etrafında pervane kılıp kendini Aşk ve sevgi hep var idi, Hak Teala âşık idi kendi zatına İhtiyacı yoktu başka bir güzelliğe, rivayetler böyle ulaştı bize Burhan-ı akli kıyas yaptı bunu has ismiyle kemalatına Önce İlah’ı tanı onunla, aklın nurudur aydınlatan her tarafı Aydınlattı o nur her tarafı, göründü âlem onunla Rengarenk parıltılar içinde attı şimşekleri dört bir yana Halik’in remzi bir fecr-i sadık gibi doğunca âşığın gönlüne Hummaya tutulmuş gibi cezbeye getirdi onu biteviye Söyleyeyim mi manasını, nedir o kalp gözüyle gördüğüm aşk? Sevgilinin yüzünün o saf güzelliğinin aynamızda yansıyan aksidir aşk! Güzellik ile sevgi aynı zattır, âşık ile maşuk aynı zat Her biri kendi manasında sûret ile aynadır bizzat İster âşık ister dilber, arif olan sadıktır bunda Birer aynadırlar Hakk’ın nuruna, yer yer tecelli eder onlarda Âşık da O’dur, sevgili de O; zahir de O’dur, mazhar da O İnci tanesi olan her güzelde ruhun da ruhu O’dur, cevher de O
·
59 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.