Gönderi

Ama aralarından yalnızca matador vefasızlığını hayatıyla öder. Belki de yazarların ve kadınların ilgisini çeken budur. Arenayı dolduran onca kalabalıkla, kumların üstünde boğayla dövüşen tek adamın aynı vefasızlığa sahip olmasına rağmen kalabalığın değil de o tek adamın ölümle yüz yüze olmasıdır matadoru çekici kılan. Matadorlar, ölümün canlı halidir. Ölümün, en canlı, en parlak, en renkli, en çekici halidir onlar. Kırmızı pelerinleriyle birlikte sürüdükleri ölüm çekici kılar onları. Matadorlar da bilir bunu. Kendi ölümünü seyretmeye geldiklerini bilir. Vefasız olduklarını bilir. Ve kabullenir bunu. Kendisi de vefasızdır çünkü. Matadorlar niye vefalı olanları sevmez peki? Ölümle oynaşan, niye kendisini yaşatmaya çalışanı, kendisinin hayatı temsil eden yanını seveni değil de, ölümlü yanını seveni sever? Matadorlar, kan içinde kalmış sırmalı cepkenleriyle arenanın altındaki karanlık odada ölümü beklerken, bir başka matadoru alkışlayanları duyduklarında' ne düşünürler, pişman olurlar mı matadorluğu mesjek seçtiklerine, kızarlar mı kadınlara ve kalabalıklara? Kadınlar ne düşünür peki? Matadorlar ölürken onları terk eden güzel ve vefasız kadın olmayı mı, yoksa ölüm ânında onun elini tutan terk edilmiş sadık kadın olmayı mı? Bu iki kadından hangisi matadora daha çok benzer? Bu iki kadından hangisidir, cesareti, ölümle oynaşan matadorun cesaretine benzeyen?
Karanlıkta Sabah Kuşları
Karanlıkta Sabah Kuşları
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.