Dünya hayatı bir oyun ve oyalanma yeriydi; biz her sahipliğimizi yanımıza kar sandık. Burada uykudaydık, ölünce uyanacaktık; biz gördüğümüz rüyayı hayat sandık. Allah'a kulluğumuz beraatımızdı; başkalarının dostluğunu tutunacak dal sandık. Tevekkülümüz, teslimiyetimiz tüm işlerimize kâfiydi, gayrısına güvenci teminat sandık. Ama yanıldık. Gönlümüzü temizleyemedik putlarımızdan gelip misafir olsun diye o biricik sevgili. Vicdanımız kulaklarını tıkadı Ashab-ı Bedir'in ayak seslerine. Gözlerimizi kapattık o nura, aydınlığı kusurlarımızı aşikâr kılmasın diye. Koca bir yalana inandırdık kendimizi. Sonumuzun bizden öncekilerin başına gelenle aynı olacağını bile bile...