Gönderi

"Terk etmiş ve terk edilmiş" bir kadının macerasını anlatan Çiğdem Anat'ın "Aklım Nereye Gidiyor, Ellerim Nereye" kitabını okurken gördüm birden cevabı. Alabildiğine öfkeli, kışkırtıcı, sorularla, hesaplaşmalarla dolu, okuyanı kendisiyle yüzleşmeye davet eden, ilişkileri, korkaklıkları, sahtekârlıkları didikleyen, âşık kadının gözükaralığı karşısında erkeklerin yetersizliğini anlatan bu kitabın içinde duruyordu cevap. Eğer kendi yaşadıklarınızdan, kadın erkek ilişkilerinin karmaşık, engebeli, acılarla ve ümitlerle, heyecanlarla ve kırgınlıklarla dolu coğrafyasının bir haritasını çıkartmadıysanız, çok değişik bir üslupta yazılmış kitabın içinde ilerlemeniz, oradaki ipuçlarından çağrışım ipliklerini çekip yeni bir gergef dokumanız o kadar da kolay değil. Ama bir yaşanmışlık haritanız varsa, kitabın her cümlesinden kendinizle ve aşklarınızla ilgili yüzlerce soru ve cevap sağıyorsunuz. Ve kitabın bir yerinde o cümle çıkıyor karşınıza, romanın kahramanı olan kadınla yeniden ilişki kurmak isteyen eski sevgilisi, karısından yakınırken şöyle diyor kadına: "Beni aldatabilecek bir kadın istiyorum." Bu cümlede duruverdim. "Kendisini aldatabilecek bir kadın isteyen" bir erkek. Birden fark ettim ki bütün erkekler aslında, bunu açıkça söylemeseler de, "kendilerini aldatabilecek bir kadın" istiyorlar. Bütün kadınlar da "kendilerini aldatabilecek" bir erkek. Ama bu cümlenin, kitapta yazılmayan bir devamı bulunuyor, bir başka cümle daha var bu cümlenin ardından gelen. "Beni aldatabilecek bir kadın istiyorum," ama "beni aldatmayacak bir kadın."
Karanlıkta Sabah Kuşları
Karanlıkta Sabah Kuşları
·
42 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.