Bir gün Gavs-ı Bilvânisî hazretleri devrinde bazı sofiler Kozluk'tan çıkıp Baykan'a gideceklerdi. Yol üstünde malum Veysel Karanî hazretlerinin kabri vardır. Oradan Bitlis'e doğru dönüp Kasrik'e ulaşacaklardı. Yaklaşık 80-100 kilometrelik bir mesafe vardı.
Sofiler yola çıktılar; ancak uzun bir süre vasıta beklemek zorunda kaldılar. O zamanda vasıta çok nadir geçerdi. Vasıta beklerken, aralarında bulunan bazı sofi kardeşlerimiz sâdât-ı kirâmın sohbetini yapmaya başladılar. Daha sohbet bitmemişti ki, bir kamyon çıkageldi. Bitlis'e giden bu kamyona bindiler. Kasrik'e ulaştılar. Gavs hazretlerinin dergâhına vardılar.
Gavs-ı Bilvânisî hazretleri onlara şöyle sohbet etti:
Bir cemaat buraya geliyordu. Bulundukları yerden çıktılar. Vasıta beklediler. Beklerken de sâdâttan bahsettiler, sohbet ettiler. Bir kamyon geldi. Onlar da bindiler ve geldiler.
Ancak onlar görmüyorlardı; eğer orada sâdât-ı kirâmın olduğunu görmüş olsalardi, arı kovanındaki arıların çiçeklere koşuştuğu gibi etrafa dağıldıklarını bir görselerdi, kamyona binmez, günlerce sohbet ederlerdi!