Yeniden nefes tutma yarışması yapmayı talep
ediyorum. Uç tura ne dersin?”
“Söz sözdür,” dedi Sarah elini yukarı kaldırarak. “İşin
içine kravatlar karışmadığı sürece bu gece ne istersem onu
yapman gerekiyor.”
“Burayı nasıl buldun ki?”
“Google.”
“Hayır, demek istediğim, yani evet, Google.” Gözlerimi devirdim. “Vegas’taki tüm striptiz kulüpleri arasında
özellikle burayı bulmak nereden aklına geldi diyorum? Neden bizi buraya getirdin?”
“Birazdan öğrenirsin.”
“Sarah Cruz’un muhteşem zarafetinde kendimi kaybetmek varken ne demeye beş para etmez bir striptizci izlemek isteyeyim?”
Güldü. “Buraya zeyilnameme bir madde eklemek için
geldik. O yüzden sessiz ol.”
Ah, evet. Sarah’ın zeyilnamesi. Bu kelimeyi bana ilk
söylediğinde kulağa çok seksi, heyecanlı ve gizemli gelmişti. Ama beni King Kong gibi bağladığı günden bu yana ne zaman bunu söylese hevesim biraz daha azalıyordu. Birden beni umutlandıran bir düşünceye kapıldım. “Bana striptiz mi yapacaksın?” Düşüncesi bile içimi gıdıklıyordu.
“İçeri girip bir şeyler içelim, olur mu? Biraz rahatlarsın. Sonrasında sana aklımda tam olarak ne olduğunu anlatacağım.”
Olamaz. Gözlerinde yine o çılgın parıltı vardı. Bana
öyle baktığında ona karşı koyamıyordum.