Gönderi

Birçok şair ve yazar içinde bulunduğu çağın bir tanığıdır. Çağından çoğunlukla şikayetçidir sanatçı. Şairlerin toplumun önünde ve ilerisinde gittiği gözönünde tutulursa, bunun böyle olması doğaldır. Muhatap hasretiyle yanan bilgeleri biliyoruz. Buna bir de çağında anlaşılamamayı ekleyelim. Pek çok şair ve yazarın anlaşılması ancak ölümünden sonradır. "İyinin gidip kötünün geldiği şu içinde yaşadığımız zamana ne demeli öyleyse?" diyen İbn Hazm'ı da bu bağlamda değerlendirebiliriz. Böylece O'nun yaşamı, sanah ve eserini incelerken, Endülüs medeniyeti ve şairin içinde yaşadığı çağ hakkında bir fikir edinmiş oluruz. "Kısacası bütün bunları ikiyüzlülükle söylemiyorum." diyen yazarın eserini son derece açık olarak ve içtenlikle yazdığını da belirtelim. Çünkü artık hayattan beklediği pek birşey kalmamış, acı tatlı herşeyi tatmıştır. "Dün zaten gitti; yarına çıkıp çıkamayacağımı da bilmiyorum. Öyleyse, durup dururken ne diye boş yere üzüleyim? Kaldı ki, üzülmem neyi değiştirir ve neye yarar?" ifadeleriyle üzülmeye gerek olmadığını, "Allah bana yeter" diyerek de umudunu yaşamının sonuna doğru bile yitirmediğini belirtiyor.
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.