Gönderi

87 syf.
·
Not rated
Başlangıçta Margaret Thatcher ve Bertolt Brecht’in sözleriyle karşılaşıyoruz. Kitabın içinde yaşananların aslında bir metafor olduğunu ve kitabı okurken buna göre düşünmemiz gerektiğini yazar bize en başta güzel bir şekilde hissettiriyor. İlk bölüme geçince “Buradan çıkmak imkansız gibi görünüyor, dedi ve ekledi: Ama çıkacağız.” Cümlesiyle birilerinin içine düştükleri karanlığı ama her şeye rağmen bir umuda tutunmaya çalıştıklarını fark ediyoruz. Biraz daha ilerleyince Büyük ve Küçük olarak adlandırılan iki kardeş ve yanlarındaki çantayı görmemek elde değil. Seksen yedi sayfalık kısacık bir kitap gibi duran Atilla’nın atını çalan çocuk çok eski ama bir o kadar da yepyeni bir hikayeyi anlatıyor. “Hayatta Kalma Mücadelesi.” Bu çocuklar neden kuyudalar, çantayı neden açmıyorlar ya da ne zaman açacakları gibi karmaşalar arasında acaba kuyudan çıkabilecekler mi diye bir umut… Kitabın sonlarına doğru bu soruların cevapları tokat gibi vuruyor yüzümüze. En azından benim tüylerim diken diken oldu. Bence iyi bir toplum eleştirisi okumak isteyenler için akıcı ve güzel bir kitap.
Atilla'nın Atını Çalan Çocuk
Atilla'nın Atını Çalan Çocukİvan Repila · Dergah Yayınları · 2020561 okunma
·
336 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.