Gönderi

Hatta umutsuzluk noktasına yaklaştığı aşamalarda dünyada editör diye bir şeyin olup olmadığından şüphe etmeye başladı. Şimdiye dek bir editörün varlığına dair tek bir işaret almamıştı; bütün yazdıkları reddedilirken hiçbir gerekçe gösterilmediğinden, editör denen şeyin, müstahdemler, dizgiciler ve matbaacılar tarafından üretilmiş ve onlar tarafından sürdürülen bir mitten ibaret olduğu fikri bile artık gayet makul geliyordu ona.
Sayfa 232
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.