Gönderi

4. Bölüm
Ölüm çevrede dolaştığı vakit, daima belirsiz bir şey insanı isyana sevk ediyor, acz içinde kalmış vücuda kendisini mantığın sesi gibi göstermeye çalışıyordu. Ne var ki bu sadece korkaklıktan ibaretti ve 'tebdili kıyafet" ederek herkesi avucunun içine almak istiyordu. Fakat insanı ihtiyatlı olmaya zorlayan bu ses ne kadar çabalarsa çabalasın, ona karşı direnme de o kadar şiddetli oluyordu. Böylece gizli bir mücadeleden sonra görev hissi üstün geliyordu. Bu mücadele bende daha 1815-1916 kışında sona ermişti, irade, inkarı imkansız bir hakim mevkie geçmişti, ilk günlerde saldırılara "yaşasın" diye bağırarak (Almanya'nın Renonya üzerindeki hakimiyetini ifade eden 35 metre yüksekliğinde cermen heykeli.) ve kahkahalar savurarak katıldımsa da, şimdi sakin ve o nispetti azimliydim. Bu hislerini devamlıydı. Artık asabım bozulmadan, akıl sağa sola sapmadan sadece kaderin son denemelerine katılabilirdim.
Sayfa 129
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.