Gönderi

Mustafa Kemal Atatürk
Rahmetlinin yaveri Muzaffer Kılıç yakın dostumdu.Bir keresinde bana,”Savaşın en kızışmış anında dahi Kocatepe’deki çadırında sinekkaydı tıraş olmadığı,onları itina ile tarayıp tuvaletini ikmal etmediği,boynunu tahriş etmesin diye yakasının içine ipekli bir mendili özenle katlayıp yerleştirmediği gün olmamıştır”demişti.İnanırım. Bütün hücrelerine kadar bu uygar insanın sade sabah tuvaletine değil her haline estetik hakimdi.Bu adeta onun üslubu olmuştu.Onun içindir ki kafasının dışı gibi içi de hep uygarlığa,hep güzele ve estetiğe yöneliyordu.Onun içindir ki o sarışın başın içinde sanata,kültüre,bilime en üstte en saygın bir taç ayrıcalığı tanıyordu. Onu bunca güzel,bunca uygar,bunca çağdaş ve ışıklı yapan öğelerden biri de muhakkak ki bu özelliği idi.
Sayfa 138Kitabı okudu
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.