Sevgiliye çiçek gönderme diye bir adeti hiç duymamış olduğu için Genevieve'e meyve gönderiyordu. Faydalı bir şeydi meyve. Afiyetle yenirdi. Bir gün kızın saçlarının arasında beyaz bir gül görene dek aklına çiçek göndermek gelmedi. O güle defalarca baktı. Saç, kızın saçıydı, dolayısıyla o gülün orada durması onu ilgilendirirdi. Yine o gül onu ilgilendirirdi çünkü onu oraya takmaya kız karar vermişti. Bu nedenler, o gülü daha yakından incelemeye sevk etti genci. Ortaya çıkan etkinin güzel olduğunu keşfetti ve büyülendi. Onun bu olaydan duyduğu içten sevinç kızı da sevindirdi ve böylece tek bir çiçek sayesinde karşılıklı olarak yepyeni bir aşk ürpertisi yaşadılar. Genç, hemencecik çiçek sevdalısı oluverdi. Bir de kadınlara yönelik incelikli davranışların mucidi. Kıza bir demet menekşe gönderdi. Bu fikir tamamen kendisine aitti. Yoksa erkeklerin kadınlara çiçek göndermesi diye bir şeyi asla duymamıştı; çiçekler sadece dekorasyon amacıyla yerleştirilen, bir de cenazelerde kullanılan şeylerdi ona göre. Genevieve'e neredeyse her gün çiçek gönderdi; bildiği kadarıyla bu özgün fikir, şimdiye dek insanın zihninde doğmuş tüm icatlar kadar olumlu bir yenilikti.