Gönderi

Tarih sadece geçmişte olan olayları oluş sıralarına göre listele­me kaygısı gütseydi "anallar" (yıllık/vakayiname) ve "kroniklerle" sınırlı kalırdı. Yani, kabaca yapılan yıllık, aylık veya günlük kro­nolojik olay listelemeleri yeterli olurdu. Oysa zaman içinde tarih, bununla yetinmeyip olayları yorumlayan, birbirine bağlamaya çalışan, aralarında nedensellik bağı kuran ve belirli bir kronoloji içinde olayları "öyküleyen" bir anlatı biçimine dönüşmüştür. Da­hası olayları öykülerken belge eksiklikleri veya bilgi boşlukları olma durumunda tarihçinin hayal gücünü kullanarak bu boşluk­ları doldurabildiği gerçeği de kabul görmüştür. İşte tarihçi ile ro­mancıyı birbirine yaklaştıran da bunlar olmuştur.
Sayfa 114 - Ayrıntı Yayınları
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.