Gönderi

Böylece hafta boyunca vebanın tutsakları ellerinden geldiğince çırpınıp durdular. Hatta Rambert gibi, aralarından bazılarının da, görüldüğü gibi, hâlâ özgür insanlar gibi hareket ettiğini, hâlâ seçme özgürlükleri olduğunu düşledikleri bile oluyordu. Ama, işin doğrusu, o anda, ağustosun ortasında, veba her şeyin üstüne çökmüştü. Böylece bireysel yazgı diye bir şey artık yoktu; veba ve herkesin paylaştığı duygulardan oluşmuş toplumsal bir tarih vardı. En önemli duygu ayrılık ve sürgündü, bir de bu duyguların içerdiği korku ve başkaldırı. İşte bu nedenle anlatıcı, sıcağın ve hastalığın bu doruk noktasında genel durumu anlatmayı uygun buluyor, örnek vermek gerekirse, hayattaki yurttaşların şiddetini, ölülerin gömülmesini ve ayrı düşmüş sevgililerin acısını.
Sayfa 125Kitabı okudu
·
126 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.