Gönderi

Ama çocuk kendisine gösterilen ya da onunla birlikte oynanan bir oyunu, erişkin bitkin dü- şüp reddedinceye kadar yinelemek istemekten hiç bıkmaz ve kendisi- ne güzel bir öykü anlatıldığında, bir yenisini dinlemektense hep o öy- küyü ister, bıkmadan yinelemenin aynılığında ısrar eder, belki de ye- ni bir katkıda bulunmak isteyen anlatıcının yaptığı her değişikliği dü- zeltir. Burada haz ilkesine aykırı bir şey yoktur; yinelemenin, özdeş bir şeyin yeniden yaşanmasının bizzat bir haz kaynağı olması akla uygundur. Analiz olan kişide ise, çocukluk yaşam dönemlerinin olgu- larını aktarımla yinelemenin haz ilkesini her bakımdan gözardı ettiği apaçıktır. Hasta bu sırada tamamen bebeksi davranır ve böylece çok eski yaşantılarının bastırılmış anı izlerinin içinde bağlanmış durumda olmadığını, bir bakıma ikincil sürece uygun olmadığını bize göster- miş olur. Dahası, bu bağlantısızlık sayesinde, geçmişin artıklarına da yapışarak düşte kendini gösteren bir dilek doyurma fantezisi oluşturabilirler.
·
29 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.