Gönderi

Zaten genelde benimle konuşmaktan kaçınırdı. Bana karşı olan tutumunda büyük de bir değişiklik yoktu. Karşılaştığımız zaman hep aynı kayıtsız, hor gören, hatta biraz da düşmanca tavrını sürdürüyordu. Açıkçası beni adam yerine koymadığını gizleme ihtiyacı bile duymuyordu. Net olarak görüyordum bunu. Ama yine de bana gereksinim duyduğunu, benden bir şeyler beklediği için elinde tuttuğunu da gizlemeye kalkışmıyordu. Aramızda garip bir ilişki kurulduğunu kabul etmek gerekir; herkese karşı kendini beğenmiş ve küçümseyen bir tavır takındığı göz önüne alınacak olursa, gerçekten tuhaf bir durum bu. Meselâ kendisini çılgınlar gibi sevdiğimi çok iyi biliyor, hatta aşkımdan söz etmeme bile göz yumuyor. Aslında böyle davranmakla beni adam yerine koymadığını, küçümsediğini açıkça belli etmiş oluyor. “Senin duyguların, sözlerin umurumda bile değil” diyor sanki. Eskiden beri bana özel işlerinden söz eder dururdu. Ama asla içini bütünüyle dökmüş değildi. Üstelik o küçümseyici tavırlarına birtakım incelikler katardı. Onu üzen, huzursuz eden herhangi bir olaydan haberim olduğu zaman, eğer amacıma ulaşmak için beni bir tutsak, bir esir olarak kullanacaksa, olup bitenin ancak bir bölümünü aktarırdı bana. Verdiği bu bilgi de bir uşağın bilmesi gerekenden daha fazla değildi.
Sonsuz Kitabevi
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.