Ölüm" dedi küçük yıldız,
"Ölüm beni çirkinleştirmeden yok olma yollarını öğrenmeliyim." Sonra öteki galaksilerin uğuldayan rüzgarlarına
yöneldi. Nebulalar arasından kayarken bir yandan da türküler söylüyordu, yıldız türküleri.
Yıldızların da ütopyaları olmalıydı. Ama
bir yandan tükeniyordu küçük yıldız. Hızla, ışık hızıyla
tükeniyordu. Karadelikler onu yutabilir, sönmüş gezegenler kendine çekebilirlerdi. Büyükbüyüklerinin masallarındaki gibi tehlikeler ortasında kalabilirdi. Umurunda
bile değildi bütün bunlar. Yaşıyordu, ölümlüydü ve
firariydi, hepsi bu ...
Işığının, elmas tozları gibi bedeninden dökülmesine aldırmadı. Çevresini kendisi yaratmalı, kendisi
yok etmeliydi. O hiçbir zaman sönmüş yıldızlar mezarlığına gömülmeyecekti. Gerektiğinde kül olup savuracaktı
kendini.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.