Masanın üzerinden bir sigara alıp yaktı, sandalyesine oturdu ve çerçevelenerek duvara muntazam asılmış dokuz fotoğrafa uzun uzun baktı. “Ahhh canım Rosetta, ah güzelim, ne kadar da genç ve güzeldin” dedi ilk fotoğrafa bakıp. “Ve ilk kocam Kemil, ne de tatlı bir adamdı aslında...” ilk fotoğrafın önüne gidip kendisine baktı. Sonra işaret parmağıyla fotoğraflardaki tüm Rosetta’ların yanağını usulca okşayıp damatların karnını gıdıklar gibi tuhaf bir hareket yaptı. Bu fotoğraflardaki damatların gözlerindeki sevinç ve korku, dudaklarındaki kaygı, duruşlarındaki ürkeklik Rosetta’yı hep güldürürdü.