Kitabı henüz okuyup bitirmişken düşündüğüm şey şunlar oldu:
"Bizler mutluluğu çok mu uzaklarda arıyoruz acaba? O kadar uzaklarda arıyoruz ki yanıbaşımızda olan bitenin farkında değil miyiz? "
"Bize mutluluk verecek şeylerin sıradan şeyler olabileceğini düşünmüyoruz da hep bir mükemmellikte mi arıyoruz mutluluğu?"
Oysa aksine bu kitabın kahramanının da o olağanüstü gecede hissettikleriyle ve düşünceleriyle öğretiyor bize mutluluğun çok uzaklarda değil kendi içimizde olduğunu. Kim bilir o abarttığımız ömür boyu bize gelmesini beklediğimiz mutluluk, belki bir sokak satıcısının tezgâhında, belki de yorgun bir atın gözlerine bakmaktadır. Kim bilir belki bir baloncunun özgürlüğü bekleyen o rengârenk balonlarının arasında bile olabilir.
Olağanüstü bir gecede ya da günde mutluluğu bulabilmeniz dileğiyle^^