Gönderi

Değerli Okuyucular! Müsait bir zamanda yorum kısmını da okuyalım inşallah.
Allah'û Teâlâ'nın bize fazlu keremi ile belirttiği gibi, Hak Teâlâ mü'minlerin mallarını ve kendilerini zatı ilahîsi için satın almıştır. Böylece mü'minler her şeylerini Allah'a vermişlerdir. Artık mü'min Allah yolunda herhangi bir şeyini esirgeyeceği söz konusu değildir... Aslında almak veya vermek mü'minin iradesi dışında cereyan etmektedir. Bu, böyle bir satın almadır. Alış veriş bitmiştir. Bundan sonra satın alan Zat dilediği gibi tasarruf edebilir. Satılan kimse için artık söz hakkı yoktur. Sadece çizilen plâna uygun olarak yolda yürümek, sağa sola bakmadan, hangisini seçeceğim, demeden, münakaşa ve mücadeleye dalmadan yürümek düşer ona... Her emre başımla gözüm üstüne, diyerek itaat etmek düşer kendisine... Bütün bunların bir karşılığı vardır... Cennet... Gidilecek yol ise cihad yolu, ölmek ve öldürülmek yolu... Netice... Ya zafer... Ya şehadet...
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
·
573 görüntüleme
Visâl okurunun profil resmi
Sen yardım et bize Allah'ım!.. Bu akid ve sözleşme çok zor, gayet müthiş... Şu yeryüzünün doğusunda, batısında kendilerinin " müslüman " olduklarını sanan insan yığınları... Oturmuşlar... Yer yüzünde Allah'ın ülûhiyyetini hâkim kılmak için cihad nedir bilmiyorlar... Kulların hayatına musallat olmuş bulunan ve Allah'ın hakkını gasbetmiş olan putları yıkmak için çalışmıyorlar... Ölmüyor lar... Öldürülmüyorlar... Birbirlerini kırmaları, cihadla ilgisi olmayan ölümlerdir. Sen yardım et bize Allah'ım!..
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Visâl okurunun profil resmi
Allah için yaşayan insanın yüceliğini, ulvîliğini de bir kenara bırakalım... Allah için yaşayan kişi üstün olursa, Allah'ın kelâmını üstün kılmak, Allah'ın dinini yerleştirmek ve Allah'ın kullarını Allah'tan başkasına kulluk etmek zilletinden kurtarmak için üstün olur... Canını verdiği zaman da, Allah yolunda şehid olur. Şehid olarak, Allah'ın vaadettiği hayatın kendi hayatından daha iyi olduğunu görüp yaşamaya başlar. Dünyada Allah için yaşayan insan, zaten her adımında, her hareketinde kendisinin bütün yeryüzü kuvvetlerinden güçlü olduğunu, yeryüzünün her türlü bağlarından azade ve sikletinden ağır bulunduğunu hisseder. Allah için yaşayan insan da iman kederleri, inanç hayatı yenerek yoluna devam eder. Doğrusu, sadece budur büyük kazançların kazancı. BU KAZANÇTIR İNSANA İNSANLIĞIN GERÇEK MÂNASINI SAĞLAYAN. Zaruretlerin baskısından ve kirliliğinden insanı kurtaran... İmanı elemlerden üste getiren... Akideyi hayata yeğ tutturan... Ve bunlara bir de... cennet... eklenince... artık bu, münakaşasız, sevindiren bir kazanç olur. Kar üstüne kâr... Münakaşa mevzuu ve şüphe emaresi bulunmayan bir kazançtır bu... "Öyleyse yaptığınız alış verişe sevinin. İşte bu, en büyük saadettir."
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fîzâlil-il Kur'an
Visâl okurunun profil resmi
" Tevbe edenler " Geçmiş günahlarına istiğfar ederek Allah'a dönenler... Tevbe; geçmiş günahlara pişmanlık duyup, geriye kalan şeyler için Allah'a teveccühün ifadesidir. Günahlardan kaçınmanın ve fiîlen sağlanan amel-i salihin ifadesidir. Nitekim gerçek mânada tevbe, ancak amel-i salih ile tahakkuk eder. Şu halde tevbe; temizlenip arınmanın, Allah'a teveccüh edip doğru yolu bulmanın ifadesidir.
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Visâl okurunun profil resmi
" Ve Allah ' ın hükümlerini hakkıyle gözetenler " Bu gözetim, hem kendi nefislerinde tatbik, hem de başkalarında tatbik içindir. Allah'ın hükümlerini çiğneyenlere veya dinlemeyenlere veya dinlemeyenlere mukavemet etmektir. Ne var ki bu da tıpkı ma'rufu emretmek ve münkeri nehyetmek gibidir. Ki, ancak müslüman bir cemiyette söz konusu olabilir. Müslüman cemiyet ise yalnız ve yalnız Allah'ın şeriatının hâkim olduğu cemiyettir. Sadece Allah'ın hükmünün geçerli olduğu cemiyettir. Hakimiyet, teşrî ve Ülûhiyyet yetkisinin sadece Allah'a ait olduğunu kabullenen toplumdur. Allah'ın nizamı dışındaki putperestlik nizamları ile kendi kendini idareye yeltenmeyen cemiyettir. Bütün çabalar önce bu cemiyeti inşa etmek için harcanmalıdır... Nerede böyle bir cemiyet inşa edilirse orada Allah'ın hükümleri hakkıyla gözetilir. Nitekim ilk İslâm cemiyetinin kuruluşunda da böyle olmuştur.
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Visâl okurunun profil resmi
" O ' nun uğruna gezenler " Bu grup hakkında ihtilaf vardır. Bilginlerden bir kısmı bunlardan maksad muhacirlerdir derken, bir kısmı da, bunlardan maksad mücahidlerdir, demektedirler. Diğer bazıları ise, bunların ilim talebi için diyar diyar gezenler olduğunu söylemektedirler. Bu kimselerin oruç tutanlar olduğunu ileri sürenler de vardır. Biz bunların; Allah'ın bütün yaratıklarında ve kâinat kanunlarında gizlediği hikmetleri düşünüp araştıran kimseler olduğu kanaatındayız. Nitekim Kur'an'da bu meâlde ifadelere rastlanmaktadır: "Muhakkak ki göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün değişmesinde akıl sahipleri için deliller vardır. Onlar ki Allah'ı ayakta, oturarak ve yanları üstü zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler. "Rabbimiz, şüphesiz Sen bunu boş yere yaratmadın, tenzih ederiz Seni" derler." Tevbe, ibadet ve hamdden sonra bu vasıfların zikredilmiş olması, bizim görüşümüze daha uygundur. Tevbe, ibadet ve hamd ile birlikte Allah'ın mülkünü tefekkür ve Allah'a sığınmanın yer alması ve Allah'ın yaratıklarındaki hikmetini düşünmek, yaratma işleminin üzerine kaim olduğu hakkı bilmek daha muvafıktır... Gaye, yalnız idrâk ile yetinip, bütün ömrü mücerred teemmül ve ibretle geçirmek değildir. Bu idrâk ve tefekkür ile birlikte bu esasa dayalı olarak hayat binasının kurulması ve imarı lâzım gelir.
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Visâl okurunun profil resmi
Hayat boşuboşuna oyun ve eğlenceden ibaret değil ki... Hayat sadece hayvanlar gibi yiyip, içip, eğlenmekten ibaret değil ki... Hayat alçakça bir sulhtan, basit bir istirahattan ve kolay barışlara gönül bağlamaktan ibaret değil ki... Hayır, asıl hayat, hak yolunda savaşmak... Hayır yolunda cihad etmek... Allah nizamını yüceltmek ve muzaffer kılmak için ter dökmek... Veya Allah yolunda şehid olmak... Sonra da cennet ve Allah'ın rızası... İşte Allah'a inananların çağırıldıkları gerçek hayat... "Ey iman edenler, sizi size hayat verecek olan şeylere çağırdıkları zaman Allah'ın ve Resulullah'ın dâvetine icabet edin." .... Ne kadar doğru söylüyor âlemlerin yaradanı... Ne kadar doğ ru söylüyor Allah'ın yüce Resulü...
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Visâl okurunun profil resmi
Gerçek odur ki cihad, her mü'minin omuzuna yüklenmiş bir biattir. Evet, doğrudan doğruya her mü'minin omuzuna yüklenmiş olan bir bîat... Peygamberlik müessesesi kurulalıdanberi ve Allah'ın dini yeryüzünde görülelidenberi bu böyledir... Aslında bu, Allah'ın değişmez kanunudur. Bu kanun olmadan ne hayat muntazaman seyrine devam edebilir, ne de kurtuluş imkânı olur... Çünkü : "Şayet Allah insanların bir kısmını bir kısmı ile defetmemiş ol saydı bütünüyle yeryüzü fesad bulurdu." Çünkü : "Şayet Allah insanların bir kısmını bir kısmı ile defetmemiş ol saydı, içinde Allah'ın adı çokça anılan mescidler, mabedler, kilise ve havralar yıkılırdı." Elbette hak, Hak yolunda seyrine devam edecektir. Elbette batıl, hakkın yolunu kesip seyrine engel olmaya çalışacaktır. Her iki hareket de gayet normaldir... Ve elbet de ALLAH'IN DİNİ, YERYÜZÜNDE KULLARI KULLARA KUL OLMAKTAN KURTARIP, SADECE ALLAH'A KUL EDEREK HAKİKÎ HÜRRİYETLERİNİ VERMEYE ÇALIŞACAKTIR... Elbette o yoluna devam ederken, karşısına putlar, şeytanlar dikilecektir. Hatta, putların ve şeytanların yolunu kesmesi mutlak şekilde icabedecektir. Ve bunun yanı sıra, Allah'ın dini, elbette yeryüzünde insanların gerçek hürriyetlerine ulaşmaları için harekete geçecektir. Hakkın Hak yolunda azimle ilerlemesi ve batıla yol vermemek için bir an bile durmaması işte bunun için şarttır... Yeryüzünde küfür bulunduğu müddetçe... Yeryüzünde batıl bulunduğu müddetçe... Yeryüzünde insanın insanlık şeref ve haysiyyetini ayaklar altına alan Allah'tan başkasına kulluk sürüp gittikçe... Allah yolunda cihad da devam edecektir... Allah'a karşı verilen söz, her mü'minin yüklendiği mecburî bir mükellefiyettir... Aksi takdirde îmandan söz edilemez... "Her kim ki savaşmadan, kendisini savaşa hazırlamadan ölürse münafıklıktan bir şube içerisinde ölür." "Öyleyse yaptığınız alış verişe sevinin. İşte bu en büyük saadettir."
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Visâl okurunun profil resmi
Şu kadar var ki Allah yolunda cihad mücerred mânada bir savaş atılımından ibaret değildir. Yalnız cihad; amel, ahlâk, duygu ve ibadet şeklinde ortaya çıkan îman kaidesinin üzerindeki zirve kısmıdır. Allah'ın kendileriyle anlaşma yaptığı mü'minler, îman hakikatini kendi şahıslarında temessül etmeye çalışan inanmışlar ise, işte şu asil îmanî gerçeklere sahib olanlardır: "Allah'a tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, O'nun uğruna gezenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten vazgeçirmeye çalışanlar ve Allah'ın hükümlerini hakkıyla gözetenler."
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Visâl okurunun profil resmi
" İbadet edenler " Yalnız ve yalnız Allah'a yönelen ve sadece O'na ibadet edip kul olanlar. Sadece O'nun Rububiyyetini kabullenenler... Bu vasıf onların kendilerinde mevcuttur. Zaten hareketleri bu vasıfları isbatlamaktadır. Nitekim bütünüyle Allah'a yönelmek, itaat etmek, fiilen ve kavlen O'na ittiba etmek de bu vasfı isbat etmektedir. Allah'ın Rububiyyetini ve Ülûhiyyetini pratik ve amelî olarak kabullenmenin ifadesidir zaten bu.
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Visâl okurunun profil resmi
" Hamdedenler "... Kalpleri tamamiyle gerçek ni'met verenin ni'metini itirafla dolu olanlar. Gizli açık, sıkıntılı ve bolluk anlarında lisanları hep Allah'a hamd ile kımıldayanlar... Bolluk anında ni'meti ihsan edene karşı şükran vazifesini ifa eden, sıkıntılı anlarda da Allah'ın imtihanındaki rahmeti idrâk edenler... Gerçek mânada hamd, sadece bolluk ve rahat anındaki hamd değildir. Asıl hamd, sıkıntılı anlarda yapılan hamddir. Mü'min gönlü, Adil ve Rahîm olan Allah'ın bir mü'mini, sadece imtihan için zorluklarla karşı karşıya getireceğini idrak eder ve bu sırrı idrâk ne kadar zor olursa olsun Allah'a hamd ve senada bulunur...
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.