Gönderi

Değerli Okuyucular! Müsait bir zamanda yorum kısmını da okuyalım inşallah.
Allah'û Teâlâ'nın bize fazlu keremi ile belirttiği gibi, Hak Teâlâ mü'minlerin mallarını ve kendilerini zatı ilahîsi için satın almıştır. Böylece mü'minler her şeylerini Allah'a vermişlerdir. Artık mü'min Allah yolunda herhangi bir şeyini esirgeyeceği söz konusu değildir... Aslında almak veya vermek mü'minin iradesi dışında cereyan etmektedir. Bu, böyle bir satın almadır. Alış veriş bitmiştir. Bundan sonra satın alan Zat dilediği gibi tasarruf edebilir. Satılan kimse için artık söz hakkı yoktur. Sadece çizilen plâna uygun olarak yolda yürümek, sağa sola bakmadan, hangisini seçeceğim, demeden, münakaşa ve mücadeleye dalmadan yürümek düşer ona... Her emre başımla gözüm üstüne, diyerek itaat etmek düşer kendisine... Bütün bunların bir karşılığı vardır... Cennet... Gidilecek yol ise cihad yolu, ölmek ve öldürülmek yolu... Netice... Ya zafer... Ya şehadet...
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
·
573 görüntüleme
Visâl okurunun profil resmi
"Rükû edenler, secde edenler" Namazlarını yerine getirenler ve namazı kendilerinden ayrılmaz bir sıfat olarak kabul edenler. Rükû ve secdeyi, kendilerini diğerlerinden ayıran mümeyyiz bir vasıf olarak kabullenenler...
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Visâl okurunun profil resmi
" İyiliği teşvik edip kötülükten vazgeçirmeye çalışanlar " Allah'ın şeriatının hâkim olduğu bir cemiyet vücut bulup, bu cemiyet sadece Allah'ın dinine bağlanırsa. O'ndan başka kimsenin dinine tâbi olmazsa... İyiliği teşvik ve kötülükten sakındırmaya çalışmak bu cemiyetin hedefi olursa... Elbette ki bu cemiyet, Allah'ın nizamı ve şeriatı dışında yapılan hata ve sapkınlıklara meydan vermeyecektir. Ama; yeryüzünde Allah'ın hakimiyyetine dayalı bir cemiyet bulunmaz, tek başına Allah'ın nizamı hükümran olmazsa, böyle bir cemiyette en isabetli hareket ve başta gelen vazife Allah'ın hakimiyyetini ikame edip, müslüman cemiyetin tekevvününü sağlamaktır.. Kötülükten sakındırmak mevzuunda ön plâna alınacak mesele ise, insanları kullara kul yapan putperestlik kapılarının kapatılmasıdır, Muhammed ﷺ e inananlar, onunla birlikte hicret edip ilk olarak birlikte savaşanlar, önce Allah'ın şeriatı ile hükmeden bir müslüman devletin kurulması ve şeriatın buyruklarına uyan müslüman toplumun inşası için çalışmışlardı. Ancak bu hususları yerine getirdikten sonradır ki, itaat ve isyan ile ilgili ve teferruat sayılacak konulardaki emri bilmaruf ve nehyi anil münker vazifesini yerine getirmeye başladılar. Hiç bir zaman asıl enerjilerini böyle basit şeyler için harcamadılar. İslâm devleti kurulmadan ve müslüman toplumun yapısı inşa edilmeden önce, çabalarını ancak bütün esasların esası durumunda olan bu temelin inşasına harcadılar. İyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak prensibinin mefhumu da realitelerin icabına göre değerlendirilmelidir. Büyük kötülükler nehyedilmeden ve büyük iyilikler emredilmeden önce ikinci veya üçüncü derecedeki kötülüklere veya iyiliklere geçmek olmaz. İlk İslâm cemiyetinin yapısı kurulurken bu husus üzerinde dikkatle durulmuştur.
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (16 Cilt Takım)
15 öğeden 11 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.