Gönderi

Freud, Doyle ve Morelli arasındaki bağlantılar –hepsi de tıpla ilgisiz çalışmalarıyla ünlü olan hekimlerdi– meşhur İtalyan tarihçi ve göstergebilimci Carlo Ginzburg (1939–) tarafından verimli bir şekilde analiz edildi:
·
184 görüntüleme
Alp Akay okurunun profil resmi
Ginzburg, İtalyan sanat tarihçisi Enrico Castelnuovo’nun Conan Doyle’un Sherlock Holmes’a kullandırttığı yöntem ile Morelli’nin sahte sanat eserlerini saptama yöntemi arasındaki paralellikleri gösterdiğini düşünür: Her biri, başkalarının fark etmediği ipuçlarından, bir suçlu ya da bir ressamın kimliğini keşfeder. Belirtildiği gibi, Freud, Morelli’nin kendi eseri üzerindeki etkisini kabul ediyordu. Ginzburg bu üçlü benzetmeyi açıklamak için, üç adamın da “ipuçlarını yorumlamaya dayalı” tıp eğitimi aldığından söz eder ve küçük ipuçlarını kullanmanın kökenini insanlığın tarih-öncesine, yani hayatta kalmanın avlanmaya bağlı olduğu devirlere bağlar: Avcılar görünmeyen bir avın eşkalini ve hareketlerini, yumuşak toprakta bıraktığı izlere, kırık dallara, döküntülere, takılan kıl ve tüylere, kokulara, idrar birikintilerine, salyalara bakarak kafalarında kurmayı öğrendiler. Koklamayı, gözlemlemeyi, en ufak ize anlam ve bağlam vermeyi öğrendiler. Gölgeli ormanda veya tehlikeli açıklıkta, ânında karmaşık hesaplamalar yapmayı öğrendiler. Art arda avcı kuşakları bu bilgi mirasını hem zenginleştirdi hem de sonrakilere geçirdi. Kayalara çizdikleri resimlerin ve el ürünlerinin yanına koyacak sözlü kanıtlarımız yok, ama belki o çok uzaklarda kalan avcıların bildikleri şeylerin belli belirsiz ve çarpık da olsa bazen bir yankısını taşıyan halk hikayelerine dönebiliriz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.