Gönderi

Kemalist elitler, ITC hükümetlerine de 1908-18 yılları arasında sirayet etmiş bir Genç Türk mirasının varisidirler. Laiklik, Genç Türkler'in dine tenezzül etmemelerini ve hem pozitivizme hem de "ilerlemeye" adanmışlıklarını yansıtır. Kemalist elitler mevzu İslam'a ve onun toplumdaki rolüne karşı tavırlarına gelince zorunlu bir biçimde tek bir zihin dünyasından ibaret değillerdi; ancak Mustafa Kemal ulusa sesleniş konuşmalarında İslam'ın gerçekte bir reforma ihtiyacı olduğu ve modası geçmiş, yozlaşmış inanç ve edimlerden kurtarılması gerektiği konusundaki İslam modernleşmecilerinin savunduğu fikri sıklıkla dile getirdi. Geç Osmanlı muhitinde yetişmiş bir kişi olarak kendisi, konuşmalarını uygun İslami retorik ve deyimlerle süslemek yeteneğinden daha fazlasına sahipti. Yabancılara verdiği beyanlarda, bununla birlikte, yazar Grace Ellison'a yaptığı zaman olduğu gibi, çok daha farklı bir tarza sahip olabiliyordu: "Benim bir dinim yok ve bazı zamanlarda bütün dinlerin denizin dibine gömülmesini arzuluyorum...Kendi hükümetini sürdürmek için dine ihtiyaç duyan birisi zayıf bir yöneticidir. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir."
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.