Tarihin gözleri var,surlarda delik delik;
Servi,endamlı servi,ahirete perdelik…
Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler,belki bir milyar kırat…
Şehadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her bakışta o mânâ:Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı ölüm,günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet…
O mânayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul…
İstanbul…