"Her yerde mutlağı ararız," der Novalis, "ve bulup bulabileceğimiz ancak sonlu şeylerdir." Hölderlin de benzer şekilde mutlak temelleri reddeder. İdealistler için Mutlak, başka şeylerin yanı sıra sekülerleşmiş bir ilahilik formu hizmeti sunmuştur. Artık bunun bile kaypak ve güvenilmez olduğu görülür. Sonsuzu arayan, özünde dinsel bir çaba varlığını korur; fakat bu arzunun nesnesi nüfuz edilemez ve karanlıktır.