Gönderi

Dindar bir çevrede yetiştiğim için bilirim: Kimi din adamları vardır, çok sade yaşar, alçakgönüllüdür. O kendini Tanrısının hizmetine vermiştir; insanlar üzerine egemenlik kurmak gibi bir eğilimi yoktur. Ama kimi din adamları, dünyanın kendilerinin yüzü hürmetine ayakta kaldığına inanır. Kendileri olmazsa, önce ahlak ve her şey, tüm insanlık çöker diye düşünürler. Bu karakter(sizlik), tutkuları kişisel yeteneklerini ve düşünce yapılarını aşan küçük insanlarda daha çok görülür. Bakıyorsunuz bir astsubay emeklisi, ya da uyduruk bir iki öykü yazan bir Türkçe öğretmeni, tüm dünyaya, tüm insanlığa yön vermeye kalkışıyor; eğer kendisinin dediği olmazsa, hiçbir şeyin düzelmeyeceğini ileri sürüyor. Oysa öğretmen, iyi bir öğretmen olursa, eğer çiftçi toprağın hakkını verirse, insanlık en azından pek kötü durumlara düşmez. Bizce, yeryüzünde her bireyin bir yeri, bir rolü vardır. Aksi halde dünya kurtarıcılar ve kurtaranlar diye ikiye ayrılırsa, dünya eski karardık halini sürdürür. Küçük insanlar ya kurtarıcı kesilirler, ya da tümüyle sinip edilginleştirilirler.
·
103 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.