Gönderi

Görülüyor ki İslâm âleminin her tarafında halk ile aydın tabaka arasında doldurulması imkânsız büyük bir uçurum vardır. Halk her yerde, ileri gelenleri ve mütefekkirleri ile tam bir tezat halindedir. Aydınlarına, ne yaptığını bilmeyen, fakat ayni zamanda pek tehlikeli ve yıkıcı olan unsurlar gözüyle bakarak, itimat edemez. Buna karşılık, halktan beklediği takdir ve itaatı göremeyen aydın tabaka, vatandaşlarına karşı, onları hor gören bir çehre takınarak kendini teselliye çalışmaktadır. Aydın tabaka, memleketi, her tarafı kaplayan cehâletten kurtarmaktaki aczinden utanması lâzım gelirken, istediğini yapmayan muhitinin sert ve inatçı olduğundan şikâyet edip durur.
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.