Üstâd diyorsam; fildişi kulesinde purosunu tüttüren, agoradan bîhaber yalnız ve yalnızca bir mütefekkir yahut iş bedel ödemeye gelince rahat köşesine çekilip dava ve iddiasını sükûta mecbur eden tatlı su balığı çapsızlığında bir aksiyoner değil; yaşadığı ömrün 30 küsur sene fazlasıyla hakkında verilen hapis cezalarını, 'öp beni alnımdan, sen öp seccadem' tebessümü, 'Ne gelir ki elden kader bu emir' tevekkülü, 'Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir' terennümü ile göğüslemeyi şereflerin en büyüğü bilen, dava adamı Üstâd.
...