Taşımıyor artık bizi bu kasaba
Yıllarca taşımış sırtında şu boklu taşı da
Bir biz ağır gelmişiz Şekip
Tası tarağı toplayıp çekip gitmek lazım buralardan
Urumeli mi olur Urus ellerimi yoksa Mısır mı?
Ama bildiğim sırra kadem basmalı
Duvara “Evde yokuz “ diye de tabela asmalı
Kısacası hayâ kalesinden kaçmalı
Buralardan çekip gitmek lazım Şekip
Bak
Kuşları bile konmuyor bacamıza
Saksılardaki çiçeklerimiz bize küsmüşler
Sokağındaki köpek bile yalnız bize havlıyor
Kedilerinse hiç umurunda değiliz
Horozlar öterken
Kargalara da oyuncak olmadan
Buralardan çekip gitmek lazım Şekip
İpimiz kopmuş bu kasabayla Şekip
Ebemiz sıkı bağlamamış göbeğimizi
Hani sen iyi bilirdin gemici düğümünü
Hayatı koskoca bir ip topağı yapıp dolanıp durmuşuz içinde
Anlayacağın içine etmişiz
Bu yumağı çözemedik…Çözemeyeceğiz
Buralardan çekip gitmek lazım Şekip
Derenin ağzı Yalıköy’e dönmüş
Minareye de karga konmuş
Yine göç var kasabada anlaşılan
Bu kasabanın dilinden anlar mı yeni kiracıları?
Bilirler mi yağ yakacakta tenekede midye nasıl pişirilir?
Çakmak taşı ve gargalak ile ateş nasıl yakılır?
Buralardan çekip gitmek lazım Şekip
Oysa denize güvenmiştik
Ne de olsa ona açmıştık gözümüzü doğarken
O da dalgasını geçti bizimle Şekip
Bir tutup bir bıraktı elimizi
Bit tutup bir bıraktı
Yakıp durdu yaralarımızı
Tuzsuz dediğimiz Karadeniz
Gitmesine gideceğiz ama…
Ama
Hala cebimizde kumu var
Dizimizde kayaların yarası
Ayaklarımızda Galezyan midyelerinin kesiği
Buralardan çekip gitmek lazım Şekip
Deniz bizi tutamaz
Deniz bizi tutamaz
Deniz bizi tutamaz
Sayfa 269 - Heyamola Yayınları