Balkonlar balkon sahiplerinin ruh durumlarını yansıtırlar. Çiçekliler neşeli ve mutludurlar. Tertipliler ise titiz, sağlarına sollarına eski eşyalar atılmış ve evdeki eski eşyalar koyanlar da geçmişini unutmak ister gibidir.
Cemal Süreya darphane müdürüyken dönemin maliye bakanı darphaneyi teftişe gelir. Teftişten iki gün sonra bakanlıktan bir yazı gelir: “Darphaneyi gezdim, pis buldum” Cemal Süreya da hemen bakana karşı bir mektup yazar: “Evet o gün darphane gerçekten çok pisti. Ama tarihinde ilk kez olarak ve bir iki saat..”
Kimi gün
Yelkenleri şişirip uzaklara kaçıyoruz,
Kafa tutuyoruz dalgalara.
Kimi gün
Kuğu gibi süzülüyoruz
Şakacı martılarla süt liman denizde.
Kimi gün
Okyanusları aşıyorum
İmzalar atıyorum denizlere
Banyomuzdaki küçük mavi leğenden.
Mezatlarda, sahaflarda ne kadar bilinmeyen şiir kitabı varsa alırım denk geldikçe. Kimi asker çıkar kimi emekli, kimi de öğretmen. Meslekleri hep baskındır. Arka kapakta bir adet vesikalik fotoğrafları olur. Çoğu zaman tekerleme çizgisini aşmayan kitaplar çıkar karşıma. Ama gizli bir kutuyu açıp karıştırmak gibi bir keyif olur benim için. Roman için aynı şeyi düşünmesem de siir yazmak cesaretini gösteren herkes biraz saygıyı hak ediyor bence. Büyülü mısralar arayanlar için bir okyanus gibidir şiirler.
Benim de çocukluğumun kıyısı vardı Karadeniz’e. Niksar Caddesi’nin üzerinde adı gibi ince bir sokakta otururduk, dağlardan denize inenlerin caddesi, benim için Tekkiraz’dan denize uzanan yol olan. Babam Yavuz’dan daha fazla sefer ettiydi İran üstüne, evimize en çok gelen misafir de oydu. Gelirken getirdiği savaş ganimetlerinden atlı tabakları çok
Edebî şahsiyetlerimiz hakkında az rastlanan ve yer yer şaşırtıcı bilgiler derlenmiş. Mesela, Audrey Hepburn'ün dedesiyle bu kitapta karşılaşacağım aklıma gelmezdi...
Balkondan Düşen LFatin Hazinedar · Kara Karga Yayınları · 20196 okunma