Gönderi

Ortaçağ Felsefesi
Tarihsel olarak yaklaşık bin yıllık bir dönemi kapsayan ortaçağ felsefesi içerik olarak dört ayrı düşünce geleneğinden oluşur. (1) Bunlardan birincisi, tarihsel olarak daha uzun bir dönemde kendi­sini gösterme imkanı bulmuş olan Hıristiyan felsefesidir. Batı' da ya da Avrupa' da gelişip Latince ifade edilmiş olan Hıristiyan felsefe­si, ortaçağ felsefesi olarak karakterize ettiğimiz dönemin tamamını kapsar. (2) Ortaçağ felsefesinin ikinci büyük geleneği ise, Doğu' da, İslam dünyasında zuhur etmiş ve Arap ve Fars dilinde ifade edilmiş olan İslam felsefesidir. (3) Ortaçağ felsefesinin göreli olarak daha az önem taşıyan diğer iki geleneğinden biri, sadece Hıristiyan ülkele­rinde değil, İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde de Musevi düşü­nürler tarafından İbranice ifade edilmiş olan Yahudi felsefesidir. (4) Sonuncu ortaçağ felsefesi geleneği ise, Hıristiyan Bizans İmparator­luğu içinde Grek diliyle ortaya konmuş olan Bizans felsefesidir.
Sayfa 15 - SAY YayınlarıKitabı okuyor
·
1.062 görüntüleme
Yahya Saygan okurunun profil resmi
Ortaçağ felsefesinin bitiş tarihini tam olarak belirleme noktasında en küçük bir güçlük bile bulunmamaktadır. Buna göre, ortaçağ felsefesi on dördüncü yüzyılın sonlarında, Avrupa uygarlığının Rönesans çağında mo­dern diye nitelenen yeni bir dünya görüşü ve felsefe anlayışının zuhuruyla birlikte sona erer. Bununla birlikte, bu felsefenin baş­langıç tarihini tam olarak saptama konusunda birtakım sıkıntılar vardır. Pek çok felsefe tarihçisi başlangıç için beşinci yüzyılın ba­şını vererek ortaçağ felsefesini büyük Hıristiyan düşünürü Aziz Augustinus'la başlatır. Bunun nedeni Aziz Augustinus'un bütün bir ortaçağ felsefesi, en azından Hıristiyan düşüncesi için bir mo­del oluşturması, ortaçağ felsefesinin programını neredeyse bir bü­tün olarak belirlemiş olmasıdır. Bununla birlikte, bu tarihi biraz daha geriye götürmek, ilk Hıristiyan apolojistlerin, imam ve Hıris­tiyanlığı, felsefeye ya da pagan düşünceye karşı savunma çabasına girdikleri zamanla başlatmak sadece mümkün değil, aynı zaman­ da doğru ve zorunlu gibi görünmektedir. Zira Hıristiyan felsefesi, ortaçağ felsefesinin zeminini büyük ölçüde oluşturan antik Yunan felsefesini, bu ilk apolojistlerin veya Kilise Babalarının Yunan fel­sefesine karşı açtıkları savaş sayesinde öğrenip kendisine mal etme imkanı bulmuştur. s.15
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.