Kurtulmamız gereken muazzam bir karanlık var!
Nedir kurtulmamız gereken bu karanlık?
Nesiller boyunca büyüklerden hep benim zamanımda diye başlayan cümleleri sık sık duyduk.
Şuan da bizler yetişkin olduk belki de şu anda bizler kullanıyoruz bu cümleleri.
Peki bu cümle yerine gençlerin beyninde neler oluyor? Diye düşündük mü!
pırıl pırıl bakan gözleriyle, hayatı anlamaya çalışan adımlarıyla, kendilerini anlatmak ve anlaşılmak için çığlıklarını dinlemeyi hiç denedik mi?
Aslında onları Hiç anlamadık beyinlerinde neler oluyor hiç araştırmadan yarıgıladık, suçladık, kızdık, bagırdık, öğütler verdik.
Serkan Karaismailoğlu Dünyanın En Yalnız Beyni kitabında bizleri gençlerle tanıştırıyor. Davranışlarının neden kaynaklandığını, neden yaptıkları anlatırken onlarla Empati kurmayı öğretiyor bizlere.
Ebeveynlere verdiği bilgiler oku - geç- arkana- at yapıda bilgiler asla değil.
Bizler dünün çocuklarıydık bugünün gençleri ve yetişkinleri olduk. Zamanında belki anlaşılamadık ama artık bu karanlıktan kurtulmanın zamanı gelmedi mi?
Hepimiz bir gün Yaşımız kaç olursa olsun ergenlerle mutlaka karşılaşacağız. Çocuklarımız, kardeşlerimiz, öğrencilerimiz, kuzenlerimiz.... olacak.
Sizler de
" Eğer düşersen, elinden tutup seni yeniden kaldırırım.
Eğer kaldıramazsan, yanına uzanırım"
Sözünü sevdiğiniz gelecek nesillere söylemek istiyorsanız Dünyanın En Yalnız Beyni kitabını mutlaka okuyun.
Karanlığa; gençlerimizi yargılamadan, sorgulamadan, güvenerek benim zamanım da demeden, öğütler vermeden bir arkadaş bir dost olarak anlayarak bir ışık yakalım.
Keyifli okumalar.