Akşam oluyordu. Gene upuzun, bomboş bir gece başlıyacak... Kederden umuda, umuttan umutsuzluğa, sonra da bir çeşit anlatılması imkânsız sevince atlayarak, hayallerle dünyayı çepeçevre dolaşmak... Hatırlandığı zaman: "Ben bunu şimdi nereden hatırladım? Bunun ne değeri vardı ki aklımda kalmış?" diye düşündüren küçücük, değersiz olayları, görüntüleri, renkleri, parıltılarla aydınlanan insan yüzlerini, yeniden yaşayıp yeniden seyrederken nihayet uyumak..